TERCİH ETTİĞİM GELECEK
Hepimiz büyüyoruz. Büyüdükçe aldığımız yaşlardan ibaret olmayan hayatımız, o yaşların getirdiği sorumluklarla omuzlarımızda ağırlığını her geçen gün hissettirmeyi başarıyor. Bir de keşke bununla yetinse hayat, durmuyor! Ve toplum denilen yapının ağırlığını da acımadan bindiriyor; daha yeni dik durmayı öğrenmeye çalışan omuzların üzerine…
Hayat akıp giderken eğitim hayatımız da birçok aşamalardan ve sınavlardan geçiyor. Bu süreçte bizlere en çok sorulan soru ‘Büyüyünce ne olacaksın?’ Bu soruyla neredeyse hepimiz karşı karşıya kalmışızdır. Kimimiz doktor olmak istiyor kimimiz öğretmen, bu düşünceler zamanla değişim bile gösterebiliyor. Fakat en nihayetinde bizi biz yapan şey; yol ayrımına geldiğimizde yaptığımız tercihlerdir. Ömrümüzün çok uzun yılları her sabah kalkıp gideceğimiz, insanlara fayda sağlayacağımız, geçimimizi sağlayacağımız bir mesleği seçerken etraflıca düşünüp karar vermek en sağlıklısı olacaktır.
İşte tam da bu kararı verirken duyacağınız tek ses kendi sesiniz olmalıdır. Tercih zamanlarında her kafadan ayrı bir ses çıkar. Birkaç kişi hariç hiç kimse sizin kişisel özelliklerinize, yeteneklerinize ve ilgilerinize bakarak bir şey önermez. Aslına bakarsanız sizi sizden daha iyi tanıyan başka kim olabilir ki? Bir mesleğin size uygun olup olmadığı sorusunun cevabını bulmadan önce, başka soruların cevabını aramanın peşine düşebilirler. Toplumumuzda statüsü yüksek, ismi havalı, herkesin hayali ya da öyle sanılan birkaç meslek vardır ve sizlere tercih zamanı hep o mesleklerle gelirler. Maalesef kolaylıkla atlatılacak bu süreç karın ağrılarına, uykusuz gecelere, göz yaşlarına dönüşebilir. Düşüncelerinize zihninizde bir yer bulmaya çalışırken siz siz olun kalabalığın söylediklerini dinleyeceğim diye kendi sesinizi duymayı atlamayın. Unutmayın bu hayat sizin!
Şimdi diyeceksin “Sen bize söylüyorsun da kendin başarabildin mi kendi sesini duymayı?”
Cevabım şu olacaktır sevgili okur: Sana anlattığım her zorluğu sonuna kadar yaşadım, sesimi duyamamanın eşiğinden çokça döndüm fakat sana bu satırları yazıyorsam sesim diğer sesleri bastırdığı için yazıyorumdur. Özel eğitim öğretmenliği, maalesef toplum tarafından işlevi tam olarak kavranamamış bir bölüm. Bu kavrayamama durumu, yaşayacağın çok sesliğin dozunu daha da artıracaktır fakat sen hep bardağın dolu tarafını görerek hareket etmelisin. Seçeceğin mesleği bilmeyen, tanımayan bir toplum hizmet verdiğin kişilerin farkında dahi olmayabilir amacın her zaman donanımlı bir eğitimci olmak ve her anlamda görevini en iyi şekilde yerine getirmek olmalıdır.
Ülkemizde bu alanda iyi yetişmiş öğretmenlere fazlasıyla ihtiyaç duyuluyor. Bana kalırsa sabırla, güler yüzle, azimle bu yola çıktıysan bu yolda çok başarılı olacaksın, sakın korkma! Tabii şunu da unutma: Özel eğitim öğretmeni olduğunda özel günlerde, yolda seni gördüğünde halini hatırını soran öğrencilerin olmayabilir. Ancak kendi hayatını karşısına çıkan her türlü duvara rağmen aşan, "Ben de buradayım!" diyebilen, hayatına ışık olabileceğin onlarca öğrencin olacak. Unutma! Eğer bu mesleği seçiyorsan tercihlerin sadece senin değil onlarca çocuğun da geleceğinin bir parçası olacak. Ve bil ki şu kocaman yaşamda gideceğimiz yönü belirleyen küçük büyük seçimlerimiz vardır.
İnanıyorum ki bu seçimler dokunduğun hayatlarda can bulur ve onları gitmek istedikleri yönlere ulaştırır.

BAHAR ÇEVİKER
Hacettepe Üniversitesi
Özel Eğitim Bölümü Öğretmenliği
Lisans 1. Sınıf Öğrencisi

--

--